Blog'a siz de yazın - You can write in the blog

Bu bloga herkes yazı, hikaye gönderebilir, lütfen muhabir@garajistanbul.org'a e-posta gönderin.
Everybody can send their articles, stories to this blog, please send e-mail to muhabir@garajistanbul.org

3 Mayıs 2009 Pazar

2 Mayıs sabah saat 8.30’dan itibaren ekip garajistanbul'da toplanmaya başladı. Hafif bir kahvaltının ardından son kontroller de yapıldı ve tüm ekibin de hazır olmasıyla saat 10.15 gibi garajdan hareket edildi. Yenikapı’dan binilen feribotla kısa sürede Yalova'ya ulaşıldı ve ardından yine kısa bir yolculuktan sonra Bursa'ya vardık. Bursa'da ki ilk durağımız Medya S yayın grubunun binasıydı. Orada yaklaşık yarım saatlik bir radyo programı gerçekleştirildi.

Yavaş yavaş acıkan ekip Bursa'da olmanın bilgisiyle daha önceden methini duyduğu Cemil ve Cemal Ustaların Uludağ Kebapçısı'na iskender yemeye gitti. Tüm ekip için hafızalardan silinemeyecek bir yemek oldu. Ekip, Bursa dendiği zaman artık o kebapçıyı hatırlayacak. Sindirilmesi zor bu yemekten sonra sahneye geçildi. Malzeme eksiltmek için yanımıza almadığımız masa ve sandalye oyundan önce bize kısa süreli bir kriz yaşatsa da geniş aramalar ve çevre esnafın yardımları sayesinde sorun giderildi. Tabi o masa oyundan sonra başına geleceklerden habersizdi...

Oyun başlamadan yaklaşık yarım saat önce neredeyse tüm hazırlıklar tamamdı. Dışarıdan alınan kahveler eşliğinde bir kaç dakika dinlenen ekip oyun için yerlerini almaya başladı.

Oyun 8.30 da başladı seyirci salonun dörtte üçünü dolduruyordu. Oyun iyi başladı tempolu devam etti ve gözyaşlarıyla bitti. Oyun sonunda salonda garip bir sessizlik vardı. İnsanlar donmuş gibiydiler. Işıkların açılmasına rağmen ilk an sessizlik devam etti ardından güçlü bir alkış. Tüm bunların ardından, Memet Ali içeri geçmiş, seyirci yavaş yavaş salonu terk ederken ve dışarıda röportaj için konuklarla konuşurken içeriden, sahneden büyük bir gürültü geldi. İçeri koşup baktığımızda sahne büyük beyaz bir perdeyle tamamen kaplıydı ve perdenin altı cam ve tabak kırıklarıyla doluydu. İlk an olayı anlayamadık herkesin iyi olduğuna emin olduktan sonra mesele ortaya çıktı büyük sinema perdesini taşıyan “tek” halat oyundan hemen sonra kopmuş ve o büyük perde sahnenin tam oyunda kullandığımız masanın ortasına, Daimi, Murat ve Turan'ın ayaklarının dibine, Memet Ali'nin selam verdiği yerin tam üstüne büyük bir gürültüyle düşmüştü. Masa ve üzerindekiler kırıldı. Masayı taşıyan demir iskeletin yamukluğu ne kadar büyük bir tehlike atlatıldığının kanıtıydı.

Tüm bunların ve salon çıkış kapısıyla bina çıkış kapısının çok yakın olmasının etkisiyle e-posta almak ve röportaj yapmak mümkün olmadı bir kaç e-posta adresi ve ancak iki röportaj oldu.

Birer çorbanın ardından otele döndük ve muhtemelen ne kadar şanslı olduğumuzu düşünerek hızlı başlayan turnenin ilk gününü bitirdik. Uyuduk.


1 yorum: